Tarih bilincinin çıkış noktası, “şimdiki zaman”dır.
Biz tarihi, içerisinde bulunduğumuz andaki şuur düzeyimizle değerlendirmek durumundayız.
Geçmişe giderken, geleceğe uzanırken, hep şimdiki süreyi hareket noktası olarak alırız.
Tarih anlayışı, tarih bilincinin ürünüdür; tarih şuuru de içerisinde hayat sürdüğümüz, başka bir deyişle şimdiki dönemin nesnel gerçekliğinin ürünlerindendir (Tanilli 1984: 33).
Bu yaklaşımdan çıkan basit netice şudur: Tarihsel bakış mecburidir.
Çağdaş ilmi kavrayış, bilhassa insan bilimleri düzeyinde bir olguyu yorumlamak isterken, onu geçmişine götürmeyi, onu gelişim aşamalarına göre anlamayı öngörür.
Bugün için ilmi kanaat, belli bir bölgede veyahut belli bir mevzu etrafında, olayların ölçülebilir ilişkilerini onların tarihsel dönüşüm aşamalarından gittikçe kavramaya gayret gösteren düşüncedir.
Bilinç, herhangi bir parçanın değil, nerdeyse tüm bir evreni kucaklayacak bütünselliğin özümsenmiş, tartışılmış, işlek, üretken bilgisidir.
Bu malumat, tüm bir geçmişe döner, tüm bir geleceğe açılır.
Onu, dural bir biçimde bugünle sınırlamak hatalı gerçekleşir.
Bu bağlamda tarih şuuru, realite şuur, mümkün şuur kavramlarıyla karşılaşırız.
Biz tarihi, içerisinde bulunduğumuz andaki şuur düzeyimizle değerlendirmek durumundayız.
Geçmişe giderken, geleceğe uzanırken, hep şimdiki süreyi hareket noktası olarak alırız.
Tarih anlayışı, tarih bilincinin ürünüdür; tarih şuuru de içerisinde hayat sürdüğümüz, başka bir deyişle şimdiki dönemin nesnel gerçekliğinin ürünlerindendir (Tanilli 1984: 33).
Bu yaklaşımdan çıkan basit netice şudur: Tarihsel bakış mecburidir.
Çağdaş ilmi kavrayış, bilhassa insan bilimleri düzeyinde bir olguyu yorumlamak isterken, onu geçmişine götürmeyi, onu gelişim aşamalarına göre anlamayı öngörür.
Bugün için ilmi kanaat, belli bir bölgede veyahut belli bir mevzu etrafında, olayların ölçülebilir ilişkilerini onların tarihsel dönüşüm aşamalarından gittikçe kavramaya gayret gösteren düşüncedir.
Bilinç, herhangi bir parçanın değil, nerdeyse tüm bir evreni kucaklayacak bütünselliğin özümsenmiş, tartışılmış, işlek, üretken bilgisidir.
Bu malumat, tüm bir geçmişe döner, tüm bir geleceğe açılır.
Onu, dural bir biçimde bugünle sınırlamak hatalı gerçekleşir.
Bu bağlamda tarih şuuru, realite şuur, mümkün şuur kavramlarıyla karşılaşırız.
Tarih Bilinci
Tarih şuuru, insanın tarihsel bir varlık olduğunu bilmesiyle, varlığını belirleyen tarihselliğin bilgisine ulaşmış olmasıyla belirgindir.
Tarih şuuru, çağdaş insanın bir özelliğidir.
Çünkü tarihsellik fikrinin en fazla iki surat senelik bir geçmişi bulunmaktadır (Timuçin 2000).
Tarih eğitimi, bir dizi amacı eş zamanlı gerçekleştirir: Zihni eğitir, başkasını manaya ve kendisini onun adına koyma kabiliyetini geliştirir ve zamanımızın en çoğunluklu sorunlarından bir bölümü için defa gereksinme duyulan bir tarihsel perspektif sağlar (Tosh 2005: 30).
Bir ülkenin modern bir vatandaşı olmak için, tarih bilgisine ve tarih bilincine sahip olmak gereklidir.
O vakit üstünde yürüdüğümüz köprünün manası farklılaşacaktır.
Bu anlamın bilincinde olmak, başka bir deyişle tarih bilincini edinmek, bir toplumun kimlik hissinin esas bir unsurudur (Grene 2003).
Bir toplumun yanında da, toplumun alt sistemlerindeki kimlik hissinin gelişmesi fakat tarih bilinciyle olanaklıdır.